AKP’li eski vekilin yeğeni otomobiliyle bir gencin canını aldı
Altaca ailesinin 19 yaşındaki oğlu Said Altaca, 24 Temmuz günü taksiye binmek üzereyken hızla gelen araçla hayattan koptu.
Altaca'nın ölümüne yol açan Range Rover marka aracın hakimiyetindeki Kimo Tekstil Yönetim Kurulu üyesi ve AKP'li vekil yeğeni Mehmet Ali Dilek olduğu öğrenildi.
Eski AKP Isparta Vekili Mehmet Sait Dilek'in yeğeni, aracı alkollü kullandığını da gözaltındaki ilk ifadesinde itiraf etti.
"YOLA ÇIKIP KELEBEK ÇİZDİM"
"Aracı kullanmadan önce alkol kullanmıştım. Az miktarda kullanmıştım. Kardeşimin önemli bir durumu ortaya çıkınca mecbur araba kullanmak zorunda kaldım. Yakın mesafe olduğu için de sorun olmayacağını düşündüm. Yola çıkıp kelebek çizdim. İleride taksinin park halinde olduğunu gördüm. Soldan araç geliyor olabileceğini düşünerek aracı sağa kırdım. Aksi halde yolculara çarpmak zorunda kalacaktım. Sağa kırdım ama yine de kazaya engel olamadım. 112’yi aradım. Olayda kusurum yoktur’’ şeklinde ifade verdi. Savcılık ilk ifadesinin ardından Dilek’in adli kontrol şartıyla serbest bıraktı.
Hastanede tedavi altına alınan 19 yaşındaki Said Altaca hayatını kaybedince avukatlar soluğu savcılıkta aldılar.
Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı, Avukat Hüsniye Karakuş’un itirazını hemen işleme alarak Mehmet Ali Dilek için gözaltı kararı çıkardı.
MedyaRadar’dan Ercan Öztürk’ün haberine göre; Şenlikköy’deki evinden 25 Temmuz’da gözaltına alınan Dilek, bir gün önceki ifadesinde kullandığı ‘’Alkollüydüm, yolda kelebek çiziyordum’’ ifadelerini kullandı.
Dilek, ‘’Meydana gelen olay bir kazaydı. Psikolojik olarak çok etkilendim. Taksici hiçbir önlem almamıştır. Ben yolcuları göremedim. Çok üzgünüm’’ ifadelerini kullandı.
HEM TAKSİCİ HEM DİLEK TUTUKLANDI
Bakırköy 3’ncü Sulh Hakimliği, Mehmet Ali Dilek hem de taksi şoförü İbrahim Akgün’ün tutuklanmasına karar verdi. Tutuklanan Dilek ve Akgün Metris Cezaevi’ne gönderildi.
"BENİ DERİNDEN ÜZDÜ VE ETKİLEDİ"
Eski AK Parti Isparta Milletvekili Mehmet Sait Dilek, olay ile ilgili açıklamda şuları dile getirdi:
"Yaşanan elim trafik kazası ile ilgili olarak şunu belirtmek isterim; genç bir evladımızın hayatını kaybetmesi beni derinden üzdü ve etkiledi.
Sürecin başından itibaren evladımızı kurtarmak, yaşatmak için elimizden gelen gayreti gösterdik, tekrar hayata dönebilmesinin çabası ve umudu içinde olduk.
Orada kazaya uğrayan hepimizin evladı olabilirdi…
Çok uğraşıldı, maalesef kurtarılamadı. Vefat eden gencimizin acısını paylaşıyorum tekrar Allahtan rahmet diliyorum.
Böyle bir ölümlü kaza ile ilgili asla karşılaşmak istemezdik. Fakat hayat bu yeğenim, kaza anından itibaren kaçmamış, merhum evladımızın kurtarılması için yanında beklemiş, 112'yi defalarca aramış, ambulansın süratle gelmesi için uğraşmış ve süreç sonunda adaletin yerini bulması için tutuklanmıştır.
Yargının vereceği kararın takipçisiyiz ve saygı duyacağız.
Bu karar, kazaya karışan için de vicdani rahatsızlığını hafifletmesi için önemlidir.
Ben yurtdışında yaşamaktayım.
Evladımızı keşke kurtarabilseydik, ama olmadı. Olayın derin üzüntüsünü yaşamaktayım.
Ben de bir ebeveyn olarak evladını kaybeden ailenin acısını paylaşıyor, yüreğimde yaşıyorum; onlara manevi olarak nasıl destek verebileceğimin gayreti içerisindeyim.
Evladımıza Allah’tan rahmet diliyorum ve ailesine sabırlar temenni ediyorum. Adımın böyle bir kazaya karışmasından da ayrıca üzgünüm. Kamuoyundan beklentim bu süreci herkesin adalet için yakından takip etmesini rica ediyorum.