Artvin’in Ardanuç ilçesinde yaşayan emekli
EMEKLİ YURTTAŞLAR GEÇİM DERDİYLE BOĞUŞUYOR
Emekli Tüzer Can, pazar alışverişinde yaşadığı zorlukları şu sözlerle anlattı: “Her şey ateş pahası yetmiyor. Pazara geldim inanın param yetmedi ve bir daha para çekmeye gidiyorum. Bir kilo domates 50 lira, bir kilo salatalık 50 lira aşağı bir şey yok. Her şey ateş pahası, parada yetmiyor çıldıracağım artık. Bir tane elma 10 lira, 5 tane aldım 50 lira. Yaşamaktan bezdik.”
Naz Budak ise satış yapamamanın sıkıntısını yaşadığını belirterek, “Pazardan bir şey anlamadım, iyi değil işler. Ucuz istiyorlar. Yağ ve peynir satıyorum. Peynir burada 180 lira, yağa da 400 lira istiyorlar. Peyniri, yağı biz yapıyoruz daha özel ve doğal ama dışardan alınanlara kimyasal katıyorlar ve onların fiyatları da bizim fiyatlarımızda aynı ama bizden daha ucuza bekliyorlar. O da olmuyor.” dedi.
“EMEKLİLERİ ÖLDÜRME YILI”
Ali Karataş, emekli maaşlarının yetersizliğinden ve yüksek fiyatlardan şikayet ederek, “Pazarda fiyatlar çok fahiş, emekliler için ölüm, emeklileri öldürme ve gömme yılı bu sene. Sağ olsunlar başardılar bunu. Yüzyıllık Cumhuriyeti yıkmayı başardılar ve inanın çok sinirliyiz. Bir alışverişe çıkıyorsun, cepte para yok, maaş iyi değil, ne yapacaksın?” ifadelerini kullandı.
Bir başka Ardanuçlu vatandaş ise kiraların yüksekliğine dikkat çekerek, “Kiralar olmuş 20 lira. Ben şimdi evden çıkacağım ama nasıl ev bulacağım? Aldığımız maaş 11 bin lira, 15 bin lira kira vereceğiz.” dedi.
PAZARCILAR SATIŞ YAPAMAMAKTAN ŞİKAYETÇİ
Gürcan Bilgin, satışların durgunluğundan bahsederek, “Kayısı, salatalık, fasulye, ıhlamur satıyorum ama satışlar iyi değil. Hayat pahalı ama bu düzen böyle gitmez. Devamlı ileriye de gittikçe daha da pahalılaşıyor ve kimsede alım gücü yok, kalmadı ki. Mazot 45 liranın üstüne çıkmış ve her şey mazot ve benzinle yapılıyor, emekliye para yok, 10 bin liradan fazla para vermiyor.” dedi.
Pazarcı Musa Demirhan ise durumu şöyle özetledi:
“Ardanuç pazarı oldukça idareli davranıyor vatandaş. Biliyorsunuz vatandaşın alım gücü düşüyor, piyasa yukarı gidiyor. Dolayısıyla arz talep birbirini karşılamıyor ve talep az kalırken arz yükseliyor. Geçen seneden sonra bu sene 50 elli fark etmiş. Vatandaş olarak bu bölgede en az yüzde 30-40 emekli var ve emeklinin durumu zaten belli. Ben de o emekli zedelerden biriyim. Bu işin sacayağı var; emeklidir, çalışandır, köylüdür ve köylü malını çıkarmaya başladı, memurun az da olsa imkanı var ama memur da yetersiz kalıyor. Emekli gelemiyor, gelse de alamıyor, alsa da 2 kilo yerine 1 kilo zor alıyor. 1 kilo alan da onun altında alıyor ve yapacak bir şeyimiz yok. Geliri olmayan millet ne yapar? Devlet nereden ne verecek? Ya senin sırtına vuracak ya benim sırtıma ya da devlet borçlanacak. Her türlü başımıza bela olacak. Devletin gelir getiren kurumlarına haraç mezat satıldı. Devlet bir taraftan gelir getirecek ki halkına da verebilsin, olmayan geliri nasıl verecek? Devleti gerçek anlamda sevenler fabrikaları kurdu, işçisine iş verdi, üretim ve katma değer sağladı, ithalat ihracatın dengesini sağladı. İhracatı yükseltmeye çalışıyorlardı ama şimdi özel sektöre sattılar, her şey ithalata bağlandı ve neyle ödenecek? Neyle karşılayacaksın bunu? Ya devleti borçlandıracaksın ya da vatandaş aç yaşayacak. Üçüncü var mı?
GÜNDEM
01 Kasım 2024SPOR
01 Kasım 2024GÜNDEM
01 Kasım 2024SPOR
01 Kasım 2024SPOR
01 Kasım 2024GÜNDEM
01 Kasım 2024GÜNDEM
01 Kasım 2024