İstanbul başta olmak üzere pek çok kentte dün akşam meteor görüldüğü iddia edildi. Gökyüzünde süzülen parlak ışık kütlesi vatandaşların cep telefonu kamerasıyla kaydedildi.
Söz konusu ışık kütlesi ‘meteor (göktaşı)’ olarak paylaşılırken uzmanından açıklama geldi. Ankara Üniversitesi Kreiken Rasathanesi Müdürü Doç. Dr. Mesut Yılmaz, dün gökyüzünde süzülen parlak ışık kütlesinin hızı dolayısıyla meteordan çok “uzay çöpü”ne benzediğini söyledi.
Yılmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ışık kütlesine ilişkin görüntüleri incelediğini ve net bir şey söylemenin zor olduğunu belirtti. Görüntülerdeki kütlenin meteorlara kıyasla daha düşük bir hıza sahip olduğunu ve bu durumun uzay çöpü olma ihtimalini güçlendirdiğini vurguladı.
“UZAY ÇÖPÜ OLMA İHTİMALİ VAR”
Yılmaz, “İlk izlenelim olarak, görüntülere baktığımızda o cisim meteora benzemiyor. Çünkü atmosfere giren cismin hızı biraz düşük duruyor. Meteorlar çok daha hızlı atmosfere giriş yapıyorlar. En düşüğünün saatteki hızı 40 bin kilometre ve bu 260 bin kilometreye kadar çıkabiliyor ama oradaki görüntüye baktığımızda düşük hızlı bir cisme benziyor. Bir uzay çöpü olma ihtimali var.” diye konuştu.
Yılmaz, şöyle devam etti:
“Eğer meteor olsaydı bunun etkisi muhakkak hissedilirdi. Yani düştüğü yerde ciddi bir krater, bir patlama, ormanlık alana düşerse yangın, denize düştüğünde de küçük bir çaplı tsunami oluşurdu. Yani patlamanın etkisi muhakkak hissedilirdi. Her yıl tonlarca parçacık zaten atmosferimize düşüyor ama onların çoğu zaten bizim atmosferimizde eriyip yok oluyor, yeryüzeyine kadar ulaşmıyorlar. Dolayısıyla meteor olsaydı onu muhakkak anlardık. Bu yapay, insan yapımı bir şeyse eğer onlar da aslında parçalanır, ufalanırlar ve yere düştüklerinde de çok fazla ciddi bir etkisi olmaz. Zaten o yüzden herhalde düştüğü yerle ilgili bir sıkıntı olmadı henüz.”
BİR NESNEDEN KOPMUŞ OLABİLİR
Uzayda bulunan binlerce uydu, uzay istasyonu ve roketlerden kopan parçaların bu tür ışık kütlelerine neden olabileceğini belirten Yılmaz, kütlenin bu tür yapay bir nesneden kopmuş bir parça olabileceğini düşündüğünü ifade etti.
Meteorların atmosfere girerken çok daha yüksek hızlara ulaştığını ve yere düştüğünde krater, patlama, yangın veya tsunami gibi etkiler yaratabileceğini aktaran Yılmaz, bu ışık kütlesinin ise böyle bir etkiye sahip olmadığını söyledi.
Yılda tonlarca parçacığın atmosfere düştüğünü, ancak bunların çoğunun atmosfere girerken yok olduğunu ve yeryüzüne ulaşmadığını belirten Yılmaz, bu ışık kütlesinin de meteor olma ihtimalinin düşük olduğunu ve yere düştüğünde ciddi bir hasara yol açmadığını ifade etti.
Yılmaz, meteor düşmelerinin doğal bir olay olduğunu ve her yıl binlerce meteorun Dünya’ya düştüğünü anımsatarak, asıl tehlikenin 30 metreden daha büyük çaplı meteorlar olduğunu ve bu tür meteorların Dünya’ya ciddi zararlar verebileceğini söyledi.
Son olarak Yılmaz, gökyüzünden düşen bir parçaya rastlanması durumunda asla dokunulmaması gerektiğini ve yetkililere haber verilmesi gerektiğini uyarısında bulundu. Bu parçaların zaman zaman radyasyon içerebileceğini ve bu nedenle risk oluşturduğunu vurguladı.
TÜRKİYE UZAY AJANSI’NDAN AÇIKLAMA
Türkiye’nin çeşitli yerlerinde, bu gece gökyüzünde görülen meteorun, sosyal medyada çok sayıda kullanıcı tarafından paylaşılması üzerine, Türkiye Uzay Ajansı (TUA) buna ilişkin bilgi paylaştı.
TUA’nın, sosyal medya hesabı X’ten, bu gece ülkenin çeşitli noktalarından izlenen meteor olayına ilişkin bilgi paylaşımı yapıldı.
Söz konusu meteorun heyecana neden olduğu ve sosyal medyada çok sayıda kişi tarafından paylaşıldığı belirtilen açıklamada, meteorların atmosferden girişi sırasında oluşan renklerin gök taşının kimyasal bileşimi, hızı ve Dünya atmosferinde bulunan gazlar gibi etmenlere bağlı olarak farklılık gösterdiği aktarıldı.
Paylaşımda, meteorlara dair şu detaylara yer verildi:
“Kimyasal bileşim: Meteorda bulunan farklı elementler, Dünya atmosferinde yanarken farklı renkler oluşturabilmektedir. Örneğin, sodyum parlak turuncu-sarı bir renk oluşturabilirken magnezyum yeşil veya mavi tonlar, iyonize kalsiyum ise mor renk meydana getirebilmektedir. Meteorda bulunan bu elementler, atmosferik giriş sırasında görülen renklerin oluşmasında önemli bir etkendir.
Hız: Daha hızlı hareket eden meteorlar, daha parlak ve renkli görüntüler oluşturmaktadır.
Atmosfer koşulları: Atmosferdeki farklı gazlar, buharlaşan meteorid materyali ile etkileşime girerek belirli renkleri yayabilmektedir. Örneğin, oksijen ve azot atomları kırmızı renkler oluşturmaktadır.
Meteoridin boyutu: Daha büyük meteoridler, girişlerinde daha fazla enerji salarak daha yoğun renkler oluşturabilirler. Genel olarak, bu faktörler çeşitli renklerin ortaya çıkmasına neden olur, bu da her meteorik olayı benzersiz ve görsel olarak etkileyici bir doğa olayı haline getirmektedir.”
GÜNDEM
01 Kasım 2024SPOR
01 Kasım 2024GÜNDEM
01 Kasım 2024SPOR
01 Kasım 2024SPOR
01 Kasım 2024GÜNDEM
01 Kasım 2024GÜNDEM
01 Kasım 2024