Mehmet Şimşek Dediğini Yaptı Ama Eksik

Açık ve net söylüyorum: Sayıştay denetimi gözümüzü açtı. Sayıştay denetimi benim için olmazsa olmazdır, yol göstericidir. Denetimleri daha da iyileştirmemiz lazım… Elimden gelse Kamu İhale Kanunu’ndaki tüm istisnaları kaldırırım.”

Bu sözler ne bir muhalefet partisi üyesine, ne de bir ekonomiste ait…

Dönemin Maliye Bakanı, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in 2013 yılı TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda yaptığı konuşmadan bir bölüm…

Haziran 2023’de Hazine ve Maliye Bakanlığı’na atanan Şimşek’in bu bakanlıkta ikici görev dönemi.

İlk döneminde Hazine ayrı bir bakanlıktı.

Şimşek, 2007-2014 yılları arasında Hazine’den Sorumlu Devlet Bakanlığı, Maliye Bakanlığı da dahil olmak üzere AKP iktidarlarında en uzun süre ekonomi yönetiminde bulunan bakanlardan birisi…

Sayıştay Kanunu'nun kabulünden sonra ilk kez 2012 yılı için TBMM'ye "Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporu", "Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu", "Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporu" ile “Genel Uygunluk Bildirimine” sunuluyor.

Şimşek yukarıda alıntıladığım konuşmasında Sayıştay’la ilgili görüşlerini de paylaşıyor:

"Öncelikle genel anlamda denetimi ve özellikle de Sayıştay'ın yapmış olduğu dış denetimi son derece önemsediğimizi belirtmek istiyorum. Raporlarında yer alan eleştiri, tespit ve öneriler için de kendilerine teşekkür ediyorum. 2012 yılı için hazırlanan Sayıştay raporlarını dikkatli bir şekilde inceledim. Raporlarda katıldığımız hususlar yanında Sayıştay'dan farklı düşündüğümüz hususlar da bulunmaktadır. Raporlardaki haklı tespit ve eleştiriler için yoğun bir çalışma başlattık ve gerekli mevzuat ve uygulama değişiklikleri için hazırlıklarımızı yapıyoruz."

YURTTAŞLARIN CEBİNDEN ŞATAFAT

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdülkadir Uraloğlu’nun, kurumundan en çok ihale alan şirketlerden Rönesans’ın jetiyle Almanya’ya gidişi “geçiştirilecek” bir konu değil.

Uraloğlu’nun eleştirilere verdiği “hukukilik” savunmasını hatırlayalım:

“Bakanlığa büyük iş yapan ilgili firmanın sözleşmesinde 31. maddede, bu anlamdaki kendi konuları ile ilgili yani ulaştırma ile ilgili yurt içi ve yurt dışındaki eğitim, sempozyum ile ilgili masraflar bilabedel olmak üzere taraflarından karşılanır diye bir imkan var. Burada ne bir uçak kiralaması, ne devletin ilave bir ücret ödemesi var.”

Gerçekten Sayın Bakan, ihale sözleşmesine özel jet maddesinin girmesinin Hazine’ye yük getirdiğinin farkında olmayabilir mi?

Yapım işi dışı istisnai maddeler iki yönlü kamu yükü doğuruyor.

Bir; Yüklenici ihale bedelini belirlerken maliyet kalemlerine bu istisnaların parasını koyuyor, para halkın ödediği vergilerden karşılanıyor.

İki; Yüklenici yıllık faaliyet bilançosunda istisnai hizmetleri “masraf” olarak gösterebilir ve bu giderler vergiden düşer. Devletin gelirleri azalır. Halktan, özel sektöre gelir transferi sağlanır.

Yurttaşlar ödedikleri vergilerle hem yükselen ihale bedelinin maliyetini öder, hem de devlet vergi gelir kaybına uğrar.

KAMU İHALESİNİN İSTİSNALARI

Ulaştırma Bakanlığı’ndan 9 Temmuz 2020’de “Mersin-Adana-Osmaniye-Gaziantep Yüksek Standartlı Demir Yolu Hattı İnşaatı ve Elektro Mekanik Sistemlerin Temini.” ihalesini alan Rönesans Holding’in firması REC Uluslararası’ndan “yapım işi dışı” neler neler istenmiş…

20 adet otomobil (5 tanesi lüks segmentte), 140 adet bilgisayar, 60 adet tablet, 70 adet cep telefonu; İdare elemanlarının yapım sırasında en son teknolojileri yerinde görmesi ve bilgilenmesi amacıyla 300 adam/gün yurt dışı, 250 adam/gün yurt içi teknik inceleme gezilerinin e her türlü iaşe, ibate, ulaşım vb. giderleri yüklenicinin sorumluluğuna bırakılıyor.

İdare elemanlarının ihale şartnamesi hazırlanırken son teknolojileri öngörmesi gerekmez mi? REC Uluslararası, pazarlık usulü (21/b) ihaleyi 6 milyar 749 milyon 618 bin lira bedelle almıştı.

CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, kimi Sayıştay’ın 2020 yılı raporunda “bulgular” arasına giren pazarlık usulü ihalelere, “Beşli Çete” kitabında yer vermişti.

Kamudan en çok ihale alan şirketlerden Cengiz’e 30 adet, Kolin’e 36 adet, Makyol’a 24 adet, Kalyon’a 19 adet, Limak’a 19 adet verilen “Vergi, Resim, Harç İstinası Belgesi” verildiğini de not eden Başarır’ın kitabında; ihalelerin hukuki, siyasi ve idari yönden sonuçlarına dikkat çekiliyor.

Kamu İhale Kanunu (KİK) AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılından 2021 yılına kadar 58 kez, Kanun Hükmünde Kararnameler ile 195 kez değişen KİK maddelerinin her biri; ihaleye davet edilen şirkete özel dikim elbise gibi…

SAYIŞTAY KAPALI KUTU

Sözcü gazetesinde 26 Nisan 2022 tarihinde yayımlanan yazımı hatırlatacağım: Sayıştay’da fırtına estiren istifa…

CHP Zonguldak Milletvekili ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığından sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Deniz Yavuzyılmaz, Sayıştay raporları hazırlanırken, taslak raporların sisteme işlenmesinin kalkmasını aynı yazımda şöyle yorumluyordu:
* Sayıştay denetçileri, kamu kurum ve kuruluşlarında saptadıkları bulguları gerçek rapor formatında taslak rapor hazırlar ve sisteme yüklerlerdi. Yeni yönetim taslak raporların önce kendisine gelmesini istiyor. Bu da TBMM’ye gönderilecek raporlarda “sansürleme” ihtimalini doğuruyor.
* Taslak raporda kamu idarelerinin verdiği yanıtlar geniş biçimde yer alırken, TBMM’ye sunulan raporda bunların özetine yer verilir. Kamuoyundan saklanan bilgileri taslak raporları analiz ederek açığa çıkarabiliyoruz.

Sayıştay’daki bu uygulamadan sonra 2021-2022-2023 raporlarında “yönetimin” izin verdiği bulgular yer aldı.

Dün Ali Mahir Başarır

AVRUPA KOMİSYONU: SİYASİ İRADE YOK

Sayıştay’da neler yapılması gerektiği Avrupa Konseyi Türkiye 2023 Ülke Raporu’nda şöyle not edilmiş:

*Türkiye'de hâlâ kapsamlı bir kamu yönetimi reformu stratejisi ve reform için gerekli siyasi irade bulunmamaktadır. Kamu yönetimi reformunu ve kamu politika belgelerini tasarlamak, koordine etmek ve izlemek üzere yasal yetkiye sahip bir idari birim henüz oluşturulmamıştır. Stratejik planlamanın mali planlama ile tutarlılığının sağlanması ve idari hesap verebilirlik konusunun etkin bir şekilde ele alınması için bahse konu birimin, Hazine ve Maliye Bakanlığı ile koordinasyon içinde çalışması gerekecektir.

*2018'de başlatılan Cumhurbaşkanlığı sistemi doğrultusunda yürütmenin yeniden yapılandırılması ve kamu yönetiminde değişikliğe gidilmesi, politika oluşturma sisteminin büyük ölçüde merkezileşmesine neden olmuştur. İdarenin hesap verebilirlik düzeyi hâlâ yetersizdir. İnsan kaynakları yönetim sisteminde reform yapılmasına ihtiyaç vardır. Kamu yönetiminin siyasallaşması devam etmiştir.

KAMU İHALE KURUMU YASAKLADI

Uraloğlu’nun özel jet ile Almanya ziyaretinin peşinden yeni bir gelişme oldu: Kamu İhale Kurumu (KİK) 27/05/2024 tarihli ve 2024/DK.D-91 sayılı Kararı ile kamunun elini yüklenicilerin cebinden çekti.

Şöyle ki:

2024/7 sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesinde, açıklanan tedbirlerin (tasarruf genelgesi) uygulanmasının hassasiyetle takip edileceği, denetleneceği, raporlanacağı ve aykırı hareket edenler hakkında gerekli yaptırımların uygulanacağının ve her kademedeki yöneticinin tasarruf ilkelerinin uygulanmasından sorumlu olduğunun vurgulandığı; bu çerçevede Genelgedeki İhale şartname ve sözleşmelerine idare tarafından kullanılmak üzere araç, makine, ekipman temini gibi alım ya da yapım konusuyla ilgili olmayan unsurların dahil edilemeyeceği hususuna ilişkin olarak 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun temel ilkeleri ile Genelgedeki kapsam ve açıklamalar çerçevesinde;

4734 sayılı Kanun kapsamındaki (kamu ihaleleri) ihalelerin ihale dokümanlarında (idari şartname, sözleşme tasarısı, işin projesini de kapsayan teknik şartname ile birim fiyat tarifleri dahil gerekli diğer belge ve bilgilerde) sözleşme konusu işlerin kontrolü, takibi vb. amaçlarla idarenin kullanımı için alım ya da yapım konusu ile ilgisi olmayan araç, makine ve ekipmanın (kontrollük, makam hizmetleri gibi yerlerde kullanılacak araçlar, bilgisayar, telefon, tablet vb.) yüklenici tarafından temin edileceğine ilişkin düzenleme yapılmaması…

KİK’nın bu kararı, 17 Mayıs tarihinden itibaren geçerli. Kararın, Uraloğlu’nun 22-24 Mayıs tarihleri arasında Almanya’nın Leipzig kentinde düzenlenen Uluslararası Ulaşım Forumu’na yaptığı özel jet seyahati sonrasında alınması da gözden kaçmıyor.

Hazine ve Maliye Bakanlığı’na bağlı olan KİK’da alınan bu karar Şimşek’in 11 yıl sonra “elimde olsa” dediği noktaya yürüyüşünü gösteriyor: Ama eksik!

Sayıştay raporlarının TBMM’de ve kamuoyunda şeffaflık kriterlerine uygun olarak paylaşılması ve saptanan bulgularla ilgili idare hakkında Cumhuriyet Savcılarının harekete geçmesi de gerekir.